Yıl 2021… Dünya tüm hızıyla, yeni maceralarla karşımızda… Covid-19 ve mutasyonları kaynaklı ülkeler ciddi sınavlar verirken bir taraftan da dijitalleşmenin hayatımıza kattıkları ve katacakları konusunda mücadele devam etmekte.
Dijitalleşmenin globalleşmeyi tetiklediği günümüz şartlarında herhangi bir coğrafyada yaşanan olaylar ivedilikle farklı bölgelere yayılmakta ve Dünya çapında ses getirir boyutlara ulaşabilmektedir. Dünya’nın son 15 yıldır yaşadığı büyük krizler ülkeleri doğrudan veya dolaylı yönde etkilemiş üstüne küresel iklim değişiklikleri de eklenince ülkeler uzun soluklu stratejilerini sık sık gözden geçirmek zorunda kalmıştır. Arkası kesilmeyen doğal afetler nedeniyle kısa vadeli planlar bile sürekli değişime uğramaktadır. Bu değişimler ve değişiklikler gıda fiyatlarına yansımış ve toprak en kıymetli yatırım aracına dönüşmüştür. Devletler de nüfus artışı ve iklim değişiklikleri kaynaklı verileri göz önünde bulundurarak uluslararası düzeyde arsa kiralama yoluna giderek tarımsal arazilere odaklanmıştır. Toprak açısından zengin, ekonomik açıdan fakir ülkeler ise bu yarışın gözdesi konumdadır.
Dünya Ticaret Örgütü (WTO) verileri ışığında yaklaşık 45 ülke tarımsal arazi kiralarken 65’e yakın ülkenin toprakları başka ülkelere kiralanmış veya satılmıştır. Bu kapsamda Afrika ve Güney Asya ülkeleri devletlerin kıskancına giren bölgelerin başını çekmektedir. Endonezya, Filipinler, Kongo, Sudan topraklarını kiraya veren ülkeler arasındadır. Diğer yandan İngiltere, ABD, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Hindistan bu talebi icraata döken ülkelerin başında gelmektedir.
Türkiye de bu yarışta payının peşinde koşarak ülkemizde iklim kaynaklı yetiştiriciliği yapılamayan ürünler veya miktar bakımından üretimin talebi karşılamasında riskli görülen gruplar için planlamaya dahil olmuştur. Çoğunlukla yurtdışı tecrübesi güçlü olan Türk iş insanlarının desteklenmesiyle Dünya’nın birçok yerinde tarımsal ve hayvansal üretim faaliyetleri ülkemiz adına yürütülmektedir. 2000’li yılların başından bu yana arazi kiralama yapan Türkiye Makedonya’dan Arjantin’e, ABD’den Pakistan’a kadar birçok ülkede kamu veya özel iştiraklerle çeşitli üretimler gerçekleştirmektedir.
Doğu Afrika ülkesi olan Sudan tarımsal ve hayvansal üretimin aktif devam ettiği ve devlet desteğiyle enerji, bankacılık, ticaret ve tarım anlamında birçok projenin anlaşmalarla yürütüldüğü ülkelerin başında gelmektedir. 210 bin dekarlık alanda pamuk ve soyanın yetiştirildiği ülke topraklarının Türk iş insanlarına da açılmasıyla mango, ananas, avokado, kanola gibi tropikal meyvelerin yanı sıra üretim açığı bulunan ayçiçek, mısır, susam, şeker kamışı ve yoncanın da ekilmesi planlanmaktadır.
Türkiye Makedonya’da süt, Arjantin’de kiraz, Etiyopya’da mısır, Suudi Arabistan’da hurma, ABD’de ceviz, Malezya’da muz ve ananas, Pakistan’da şeftali, kayısı, nar, vişne başta olmak üzere çeşitli meyvelerin yetiştiriciliği ve üretimini gerçekleştirmektedir. Bu üretimler Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak üzere kullanılmakta birlikte, başka ülkelere direk ihracatı da gerçekleştirilmektedir.
Dünya Ticaret Örgütü sınırlar ötesi tarımsal iştirakler gerçekleştiren ülkelerin kendi gıda arzı güvenliğini garantiye almak adına toprak kiralama yoluna gittiğini ifade etmektedir. Türkiye de bu kapsamda yurtdışında tarımsal üretimi destekleyerek talebin iç piyasada karşılanamadığı durumlarda ürünlerin ithalatını düşürmeyi hedeflemektedir. Ancak çeşitli otoriteler yurtdışında toprak kiralayarak gerçekleştirilen tarımsal üretimin gelecek nesillerin gıda egemenliğinde büyük risk olduğunu ifade etmektedir. Diğer yandan bu faaliyetlerin ülkede alternatif tarımsal üretimlere ve mevcut arazilerin verimli kullanımı odağından uzaklaştırmaya neden olabileceği belirtilmektedir. Yurt dışında arazi kiralamanın ülke kapsamında tarımsal araziler üzerinde betonlaşma baskısını artırabileceği görüşü de ileri sürülmektedir.
Farklı görüşlerin ve muhtemel şartların değerlendirilerek uzun ve kısa vadeli tarımsal politikaların geliştirilmesi gerektiği açıktır. Gıda üretim açığı ve stokları içeren verilere bakıldığında şartların giderek çetinleşeceği düşünülmektedir.
Heyecanla beklenen 2021’e merhaba…
Ve perde…