Derin mavilikleri, engin yeşillikleri, cennet köşeleriyle destanların, tarihin, güzelliklerin ülkesi Türkiye…
Kışın tarifsiz kar manzaraları, baharda endemik canlı çeşitliliği, yazın sıcak sahilleriyle dört mevsim hayat dolu…
Olympos eski Yunanca’da “ulu dağ” anlamına gelmekte ve Dünya çapında Olympos ismiyle anılan yirmiden fazla yerleşim yeri ve dağ bulunmaktadır. Antalya sınırları içerinde yer alan Olympos Antik Kenti de bunlardan bir tanesidir. Olympos ismini taşıyan çay sayesinde gemiler şehrin içerisine kadar girebilmekte ve dönemin önemli yerleşim yeri olarak kayıtlara geçmektedir. Doğal güzellikleriyle büyüleyici olan bölge çeşitli efsanelere de ev sahipliği yapmıştır.
Yanartaş (Chimaera) Efsanesi bölgedeki efsanelerden bir tanesidir. Ephyra Kralının oğlu Hipponoes kardeşini öldürmesi neticesinde bölgeye sürgüne yollanır. Likya Kralı genci Olympos Dağı’nda yaşayan aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu, ağzından alevler çıkan canavar Chimera’yla savaşmaya zorlar. Genç canavarı yerin yedi kat dibine gönderir. Ancak canavarın alevi topraktan fışkırmaya başlar. Sonrasında Olimpiyat oyunları canavar Chimaera’nın sönmeyen ateşinin temsiliyle başlatılır.
Efsaneler böyle der. Peki bilim ne der?
Bilim insanları bölgede çeşitli çalışmalar yürütmüştür sönmeyen ateş üzerine. Jeolojik yapı gereği metan gazı oluşma şartları tespit edilmese de yüzeyin hemen altında yer alan rutenyum elementinin metan gazına kaynaklık ettiği ileri sürülmüştür.
Olympos Dağı’nda yer alan çatlaklardan doğal gaz sızdığı ve gaz içeriğinin %83 metan, %14 etan, %2 azot ve %1 karbondioksitten oluştuğu ifade edilmektedir. Yüzeye ulaşan gaz, oksijenle temas edince alevlenmekte ve Olympos’un sönmeyen ateşi doğayla iç içe eşsiz bir görsel şölen oluşturmaktadır.
Efsaneler tarihimizin önemli bir parçası olsa da, hayat bilimden uzak değerlendirilemez.
Denizin yeşili, gökyüzünün mavisi, suyun serinliği, havanın dinginliği, Yanartaş’ın aleviyle Olympos ziyaretçilerini beklemektedir.